Dostlarımızdan Geri

Cemalnur Sargut

CEMALNÛR SARGUT

Gönüller vardır, su gibi, toprak gibi, gül yaprağı gibi… Öyle gönüller de vardır ki gül yaprağından daha ince. Sohbetini dinlerken kendinizden geçersiniz, bulunduğunuz mekânın dışına kanatlanır, ufuk çizgisini aşar, ukbâya yaklaşırsınız sanki. Ve kendi kendinize dersiniz, “Kürsüde konuşan bu güzel gönüllü insan Hz.Şems’in, Hz.Mevlâna’nın bendesi olabilmiş, ne mutlu ona!” Program bittikten sonra kendisiyle birebir konuştuğunuz zaman da anlarsınız ki, yanılmamışsınız, kanaatiniz doğrudur. Karşınızdaki insan, özü sözü bir, gül yaprağından daha da ince, zarif, Mevlâna gönüllü, Şems gönüllü... Gönül tâlibi olmakla kalmamış, gönül sahibi olmuş. Selam olsun sana ey Cemalnûr Sargut! Cemâl olan aşkını, aşkla dolan gönlünü bundan sonra da susuzlarla paylaş, hiç esirgemediğin o paylaşımla hep gönlünü aç ki, hep açık yürekler bul! Eyvallah!


Meram Belediyesi ve TÜRKKAD (Türk Kadınları Kültür Derneği) Konya Şubesi tarafından düzenlenen “Hz.Mevlâna ve Şems” konulu konferansın konuşmacısı TÜRKKAD İstanbul Şubesi Başkanı, Mutasavvıf-Yazar Cemalnûr Sargut Hanımefendi’ydi. Konevi Kültür Merkezi’nin dolup taştığı konferansta dinleyiciler duygulu anlar yaşadılar.

Nedir bu gönül? Koca Yunus neden “Gönül Çalabın Tahtı / Çalab gönüle baktı” demiş. Gönüller sultanı Hz. Pîr neden, “Gönlün varsa gönül sahibini ara!” demiş? Gönül, aşk ve vecd dervişi Şems neden gönlü sadece Mevlâna’da bulmuş?

Gönül okyanusunun derinliklerinde ne inciler vardır hakkıyla vâkıf olamasak da, onları satın alıcı bir tâcir olamasak da, okyanusun yüzeyindeki dalgaları coşturanın aşk, sevgi, hoşgörü, arınma… olduğunu, onlardan husule geldiğini biliyoruz. İşte Cemalnûr Hanımefendi konferansında beden gözüyle göremediğimiz, beden kulağıyla duyamadığımız, beden diliyle söyleyemediğimiz halleri anlattı. Her ne kadar göremesek de, duyamasak da, söyleyemesek de ruhumuz yaratılmadan önce tanış, biliş olduğu o demlerden rayihalar, tınılar duyumsadı. Gönüller kıpır kıpır oldu, yaratılmadan önceki bulunduğu yere kanatlanmak, namevcut olmak istedi.

Sevgili Cemalnûr Hanım, “Bir”de “Bir” olmayı anlatırken, Şems ve Mevlâna’nın nasıl Hâk Cemâlinde “Bir” oluşlarını dile getirdi.

“Şems sıra dışı bir sûfîydi, Muazzam câzibesiyle mıknatıs etkisi yapardı. Âlim olmakla birlikte öbür âlemin insanıydı. Allah (cc), Mevlâna’da efendi vasfıyla; Şems’te güneşin nuru vasfıyla tecelli etti, güneşe çıplak gözle bakınca ne olur? … Hocam Kenan Er Rifai’nin söylediği gibi, Mevlâna’nın Şems Şems Şems demesi Allah Allah Allah demekti. Edebinden Şems, dedi. Mânevî aydınlık Şems ismiyle gönle tecelli etti. Şems Allah’ın (cc) nurunu, mânasını Mevlâna’da doya doya seyretmiş sonra gitmiştir” dedi.

Cemalnûr Hanımefendi, birçok yanlış anlaşılmaların da altını çizerek gerçekleri anlattı. Konferansı öyle etkileyiciydi ki, televizyon programı teklifimi kırmayarak kabul etti ve program çektik. O güzel konuşmasını bölmemek için fazla soru sormamaya özen gösterdim. Sohbetini dinlemek isteyenler, program akışında bir değişiklik olmazsa sanıyorum iki hafta sonra cumartesi günü saat 14.00’te konyatv’de izleyebilirler. Kesin saatini öğrenmek isteyenler için kontv tlf. Numarası: 0 332 236 21 21
 
Eyvallah! Yâ! Hû!
Aşkınız Cemâl olsun!
Gönlünüz o aşkla dolsun!
 
Melâhat Ürkmez
murkmez@konyapostasi.com

Haber Grubu
Cemalnur Sargut'un ders, konferans ve televizyon programları ile ilgili duyuruların yapıldığı gruba katılmak için duyurucemalnurorg+subscribe@googlegroups.com adresine boş bir mail gönderebilirsiniz.